Tweet | Tarih: 06-03-2017 02:12 |
AŞİRETLER TARİHİ ÜZERİNE ARAŞTIRMA YAPAN VE KİTAP YAZAN VİRANŞEHİRLİ ALİ BURAN'ın KİTABINDAN ALINTILAR
MİLAN GELENEĞİ ÖNEMLİ
Mark Sykes, “The Kurdish Tribes of the Ottoman Empire” (1908) başlıklı yazısında ve "The Caliphs’ Last Heritage" (1915) adlı kitabında Milanlı İbrahim Paşa’dan ve Dersimlilerden dinlediği şekliyle bu geleneği de kayda geçmiştir.
Milan geleneğinin Sykes’ın aktardığı versiyonuna göre Milanlar Şem’in çocukları olup Arabistan’dan (Güney’den diye yorumlanabilir) gelmişlerdir. Kimi Ezdi, kimi de Hıristiyan’dır. Zilanlar ise Doğu’dan gelmiş “aşağı/barbar bir ırk”tırlar.
Bu geleneğin Milanlar’ın ağzından aktarıldığı açıktır. O nedenle buradaki “barbar” nitelemesi, Milanlar’ın Zilanlar’a kıyasla bölgede daha eski oldukları iddiasına bağlanabilir.
“Kürt” diye tanımlanan aşiretler bu gelenekte Milan, Zilan ve Baba Kürdi olmak üzere üç gruba bölünmektedir. Bunlar “Türkiye Kürtlerinin üç şubesi olarak tanıtılmaktadır.
Milanları ayrı bir ırk/ulus olarak tanımlayan ve Dersimliler ile Êzdileri de bu gruba dahil eden İbrahim Paşa, Milan ve Zilanlar’ın Baba Kürdileri Fars olarak gördüklerini özellikle vurgular. İbrahim Paşa’nın anlatımına göre Milan-Zilan şeklindeki bölünme İslam istilasından çok önceki bir tarihe aittir. O’na göre başlangıçta 1200 kadar aşiretten bileşen Milan konfederasyonu zamanla dağılmış ya da dağıtılmış, bunlardan bir bölümü bu sırada kaybolmuştur.
Türkçü yaklaşımı nedeniyle pek güvenilir olmayan M. Şerif Fırat, kendisinin Varto Tarihi’nde bu gelenekteki grupların adlarını hem farklı verir, hem de farklı yorumlar:
Kormancolar: Fırat, Mil ve Zil olmak üzere iki gruptan oluştuğunu söylediği Kormancolar’ı başlangıçta Kürt olmayıp sonradan Kürtleşen grup olarak tanımlar. Fırat’ın bu yorumu, bu grubun başlangıçta “Türk-Türkmen” olduğu şeklindeki iddiası atılmak koşuluyla, dikkate değerdir.
Zazalar: Fırat; Zaza, Dümbeli ve Êzidi adlarını eşanlamlı kullanır.
Kurtbabalar: Fırat’ın Kurtbabalar’dan kastettiği Baban Kürtleri denenler olmalıdır.
Bu anlatımlardan hareketle bu gelenekte bahsi geçen grupları bazı çekincelerle birlikte Kırmanc (Milan-Zilan), Zaza ve Kürt şeklinde yorumlamak mümkün olabilir. Ek olarak Milan adının Dımıliler’e, Zilan adının ise Geliler’e karşılık düştüğü bir varsayım olarak öne sürülebilir.
252) MİLAN GELENEĞİNDE DERSİM VERSİYONU
Bu geleneğin Dersim versiyonuna göre Milanlılar çok eski bir tarihte Arabistan’dan (Güney’den) gelerek Dersim’i yurt edinirler. Ama Doğu’da Osmanlı hâkimiyetinin kurulacağı sıralarda kitlesel sığınmalardan ötürü Dersim ağzına kadar Kızılbaş aşiretlerle dolmuş vaziyettedir. Dersim’i kuşatan Müslüman çevrede "Ya Dersim taşarsa?" endişesi büyümektedir. Osmanlı yönetimi de Dersim çıkışlı bir istiladan/taşmadan korkmaktadır. Tehdit olarak görülen böyle bir taşkını önlemek için düşünülen çare Dersim’i boşaltmaktır. Dersim Sorunu’na çözüm olarak düşünülen bu uygulama Yavuz Selim’le başlar. O’nun veya vezirinin Dersim’i zor kullanarak boşaltma operasyonu bazı aşiretleri ulaşılması güç dağlık bölgelere çekilmeye zorlar. Buna fırsat bulamayan aşiretlerin bir bölümü ise topraklarını terk etmek zorunda kalırlar. Bugün başlarında İbrahim Paşa’nın bulunduğu Milliler, işte bu tehcir ve iskân uygulaması sırasında güneye doğru inenlere mensupturlar.
Sykes’ın Dersim’de dinlediği gelenek özetle böyledir. Buna göre Milanlılar ilkin Dersim’i yurt edinmiş, etrafa buradan dağılmışlardır. Sykes’ın bizzat kendisi de Yavuz’un bahsi geçen Dersim seferi sırasında Dersim’den dışarıya doğru büyük bir göç hareketi yaşandığını kabul etmektedir.
(Bkz. Mark Sykes, The Kurdish Tribes of the Ottoman Empire. Türkçe çevirisi için bkz. Seyfi Cengiz, Dış Kaynaklarda Kırmanclar, Kızılbaşlar ve Zazalar, s. 127-129).
“Dersim'in en eski sakinlerini” ve kendi zamanındaki Dersimliler’i Mil orijinli olarak tanımlayan M. Nuri Dersimi de Milanlılar’ın orijinal yurdunun Dersim olduğunu, etrafa buradan dağıldıklarını öne sürmektedir (Bkz. M. Nuri Dersimi, Hatıratım, s. 8).
M. Nuri'nin Dersim'de Mil Unsuruna Atfettiği Önem Dımıli Bağlantısı Kurulmadıkça Boşlukta Kalır
M. Nuri Dersimi Milan geleneğindeki etnik kümelerin adlarını Kurmanclar, Zazalar ve Babakürdiler şeklinde vermektedir.
Mehmet Nuri’nin dili Dersim’in sade halkının ve zengin Dersim geleneğinin dili değildir. Onun kitaplarında kendi kuşağının Dersimlileri tarafından kullanılan Kırmanc, Kırmanciye, Kırmancki ve Dımılki gibi kavramlara rastlanmaz. Fakat Dersim’de Mil öğesine büyük bir önem atfeder. Ne var ki, O’nun Dersim’de Milliler’e atfettiği bu önem Mil ve Dımıli adları arasında bir ilişki kurulmadıkça boşlukta kalır.
Popüler Etimolojide Milli-Dımıli Bağlantısı
Tam burada Kemal Badıllı’nın Kürtçe Grameri’nde rastladığım bu iki terimi ilişkilendiren halk etimolojisi anımsatılmaya değer. Badıllı’nın aktardığı popüler etimolojide Dımıli sözcüğü “Millilerin arkası/kuyruğu” (bunu Millilerden olanlar, Millilerin izleyicileri tarzında anlamak mümkün) şeklinde yorumlanmaktadır.
Öyle görünüyor ki, İbrahim Paşa, Fırat ve Dersim’de rastlanmayan bağlantı halkın kendisi tarafından çoktan kurulmuştur. Burada önemli olan bu halk etimolojisinin doğru olup olmadığı değil, Milliler ile Dimililer arasında halk tarafından bir ilişki ve akrabalık görülüyor olmasıdır.
MİLLİ İBRAHİM PAŞA SECERSI
( Doğumu ve öldürülmesi (1863)-18.7.1909 Nusaybin )
1) Zor Temur Paşa*
2) Oğlu veya Üvey Kardeşi İbrahim paşa
3) İbrahim oğlu Eyyüp beg ( zengil Zerin)
1812-1834 Diyarbakır zindanında öldürüldü.
4)Timavi(Temo) ( Kavalalı Mehmet Ali Paşanın oğlu İbrahim Paşa Suriye Valilisi olması için birlikte Osmanlılara karşı 1847 Svaştı) .
Timavi Beg Osmanlılar tarafından öldürüldü
5)Mahmut Beg Diyarbakır zindanında öldürüldü.
6) İbrahim Paşa 1863 -1909 de Osmanlı İttihat Terakki ile
Arap Tay, Şamır aşiretlerle çatışarak Nusaybin Kevkeb yaralandı
Irak'ta Şengal ile Êzidilere sığınmak istedi,Nusaybin de yolda öldürüldü.. .
Not. Timavi bey,(1847 de Kaval Ali Mehnet Paşanın oğlu İbrahim paşanın Suriye valisi olması için Osmanlıya karşı savaşmışlar Kilikya (Mersin, Taresus, Adana, Antep, Maraş bölgesi) ele geçirmişlerdir. Daha sonra yapılan bir barışla İbrahim Paşa Suriye Valisi olmuştur. Daha sonra da Timavi Beg Osmanlı tarafından öldürülüyor. (Kay. M. Emin Zeki )
KÜRDİSTAN DA İZ BIRAKAN ÜNLÜ KÜRTLER
1-Selahaddin Eyübi, 2- İbni Esie el Ciziri, 3-Melaye Bate, 4-Eli Hariri, 5-Şerefxan Bitlisi, 6-Feqiye Teyran, 7-Melaye Cizire, 8-Ehmade’ Xani, 9-Babanlı Abdurrahman Paşa, 10-Mevlana Halid, 11-Mir Mihemed Rewanduzi, 12-Mir Bedirxan,13-Evdalê Zeynike, 14-Dewrêşê Evdî 15-Mahşeref Xanım,16-MawlawiTavgozi, 17-Şex Ubedullahê Nehri, 18-HeciQadire Koyi, 19-Şex Seid, 20-Seyid Riza, 21-Ali Şêr û Zarife Xanım, 22-Hasan Hayri, 23 Dr Şivan (Said Kırmızıtoprak), 24-Faik Bucak, 25-Remzi Bucak, 26-Seyid Abdulkadir, 27- Emin Ali Bedirxan, 28-Mir Celaled Bedirxan, 29-Osman Efendiyo Babij 30-Şex Abdurrahmane’ Aktepe,31-Yunus Dildar, 32-Adile Xan, 33- Aliye Unis 34 Şerif Paşa 35 Mele Ehmedê Xasi, 36-Piremerd, 37-Salih Begê Hênê, 38-Dr Abdullah Cevdet, 39-Simko Axaye Şikaki, 40-Miqdat nithat Bedirxan 41 Rewşan Bedirxan 42 Mevlane Zade rıfat 43 Seidi Nursî, 44-Şex Abduselam Barzani, 45-Mustafa Barzani, 46-M. Emin Zeki, 46-Dr Nuri Dersimi, 47-Memduh Selim, 48-Şex Mahmudê Berzenci, 49-Cibranli Halid Beg, 50-Yusuf Ziya Beg, 51-Dr. Fuat, 52-Fehmi Bilal, 53- Kemal Fevzi, 54-Ekrem Cemil Paşa, 55-Kadri Cemil Paşa, 56-Tewfik Vehbi, 57-İbrahim Paşaye Milli, 58-Kör Hüsen Paşa, 59-Hemzeye Miksi, 60-Halis Bege Sipki, 61-Hüsen Hüzni Mukryani, 62- İhsan Nuri Paşa, 63-İsmail Hakkı Şeweş, 64-Yado, 65-Encum Yamulki, 66-Şex Ehmed Barzani, 67-Dr. Kamuran Ali Bedirxan, 68-Şex Evurehim, 69-Ereb Şemo, 70- Gazi Mıhemmed, 71-,Cegerxwin, 72-Osman Sabri, 73-Meryem Xan, 74-Goran, 75-Hesen Hişyar Serdi, 76- Leyla Bedirxan, 77- Heciye Cindi, 78-Qanadê Kurdo, 79-M. Arif Cizrawi, 80-Ziya Şefef Xan, 81-İbrahim Ehmed, 82-İdris Barzani, 83 Qadir Can 84 Aburrazak Bedirxan 85 Faik Bucak 86 Said Elçi 87 Dr-Nurettin Zaza, 88-He’jar, 89-Kemal Badıllı, 90-Feqi Hüsen, 91-Edip Karaxan, 92-Dr. Abudurrahman Kasımlo, 93-Ordixane Celile, 94-Dr Sadık Şerefkendi, 95-Yilmaz Güney, 96-Mahmud Baksi, 97-Şakire Xudo, 98-Ayşe Şan, 99-Hemreş Reşo, 100- Tahsin Taha, 101-Mihemed Şexo, 102-Leyla Kasım, 103-Ferit Uzun, 104-Necmeddin Büyükkaya, 105- Orhan Kotan, 106-Mehmed Uzun, 107-Vedat Aydın, 108-Mazlum Doğan, 109-Zekiye Alkan, 110-Sami Abdurahman, 111- Zor Temir Paşaye Milli, 112-Timavai Begê Milli, 113- Mahmud Bege Milli, 114- Bişar Axaye Ezidî, 115-Şex İzeddin Huseyni, 116-İsa Berwari,117- Hesen Cizrewi, 118-Kawis Axa, 119 Xerabete’ Xaço, Aramê Dikran, Mevlanazade Rıfat...
Araştırma Ali BURAN
BELGE 1) ASO ZAGOSİ
ÎBRAHÎM PAŞAYÊ MÎLAN: “BATI KÜRDİSTAN KRALI’
Araştırma Ali BURAN
Yıllardan beri İbrahim Paşa Milli hakkında bir hayli yazı kaleme aldım ve çeviriler yaptım… Genel olarak okuyucularımca olumlu mesajlar aldım… Bunun yanında bazı Kürdlerden ise İbrahim Paşa’nın “aşiret reisi” olduğu ve hatta “ulusal bilinci” olmadığı yönünde mesajlar aldım… Prof. Dr. Oskar Mann’ın mektuplarını okurken onun İbrahim Paşa’dan söz ederken sık sık “Batı Kürdistan Kralı” yada “Kürd Kralı” tabirlerini kullandığını gördüm…. Genç kuşakların İbrahim Paşa Milan hakkında yapacakları araştırmalar için bazı notlar düşmek istiyorum.
Prof. Dr. Oskar Mann şöyle yazıyor:
“Öğleden sonrası benim için büyük bir kazanım oldu. Geçen yaz Bayan Koch Urfa yakınlarında Batı Kürdistan Kralı İbrahim Paşayı ziyaret etmişti. İbrahim Paşa Bayan Koch’u güvenilir bir dost gibi karşılamıştı. Bugün Madam Koch İbrahim Paşa’ya bir mektup yazarak beni sıcak bir şekilde tavsiye etti. İbrahim Paşa’nın Dengbêjleri ve benim ruhuma hitap eden her şeyi var. Umut ederim, ki 4 hafta içinde onun Kon(cadırı)unu ziyaret ederim. Güzel bir başlangıç olacak değilmi benim küçük sevgili bacım? Seviniyormusun benim için? Bayan Koch benim yolculuğum için Karwan için gerekli olan her şeyi ayarladı ve bir de aşçı buldu. Bizim konsolos ise bana bir rehber buldu.”
Oskar Mann 02 Nisan 1906 tarihinde Halep’ten Almanyada yaşıyan küçük bacısına yazdığı mektupta İbrahim Paşa’yı “Batı Kürdistan Kralı” diye adlandırıyor.�Burada sözünü ettiği “Bayan Koch” ise meşhur Martha von Winkler (evlendikten sonra kocasının soy ismi olan Koch’u aldı) yada daha çok bilinen ismiyle Martha Koch- Aleppodur. Bayan Koch 18 yaşlarında evlendiği tucar eşiyle Orta Doğu yolculuğuna çıkıyor ve Halep’e yerleşiyor. Halep’e giden tüm batılıların ve özellikle Almanların uğrak yeri oluyor. Sven Hedin ve meşhur Goltz Paşa’nında uğrak yeriydi.
Oskar Mann 22 Nisan 1906 tarihinde küçük bacısına gönderdiği bir başka mektubunda “Hala Kürd Kralı İbrahim Paşa’dan bir cevap gelmedi. Şimdi bizim Urfa’ya doğru yola çıkmamızın bir anlamı yok.” diyor.
Oskar Mann yine 22 Nisan 1906 tarihinde bacısına gönderdiği bir başka mektubunda ise: “ Biz Kochlarda çay içerken bir ziyaretçinin geldiğini bildirdiler. Gelen Kürd ‘Kürd Kralı’ı İbrahim Paşa’nın yardımcısıydı. Şefinin emriyle Sultan’a atları hediye olarak götürdükten sonra geriye döndüğünde yine onun emriyle Bayan Koch’u ziyaret etmeye gelmişti. Tabi ki Bayan Koch hemen onunla benim İbrahim Paşa’ya yapacağım ziyareti gündeme getirdi ve konuştu. Şatafatlı karşılama beni bekliyor:
Birincisi, bir Alman olarak, İbrahim Paşa İstanbul’da Almanların etkisini ve Almanların Sultan ile olan dostluğunu görmüş ve biliyordu.
İkincisi, Almanya’nın resmi tavsiye taşıyıcısı olarak,
Üçüncüsü, Bayan Koch’un bir dostu olarak İbrahim Paşa tarafından karşılanacaktım. İbrahim Paşa’nın elçisi Xelil Beyin anlatımlarına göre Bayan Koch geçen yıl Urfa’da Haydutprensi’nin yanına gitmiş ve eski günahkarı etkilemişti.(Burada sözü edilen Xelil Bey İbrahim Paşa’nın oğlu Xelil olmalı… Yazar bir başka yer de ise İbrahim Paşa’nın yardımcısı diye ondan söz ediyor. Aso)
Xelil Bey Halep’te olduğu süre içinde Bayan Koch ve Oskar Mann onu ziyaret ediyorlar. Xelil Bey Wêranşar’a doğru yolla çıkıyor.
Oskar Mann belli bir dönem sonra Urfa mıntıkasına geçiyor. Onun planı 25 Haziran’da İbrahim Paşa’nın yanına gitmektir.
Oskar Mann 27 Haziran 1906 tarihinde Siverek’ten bacısına yazdığı bir mektupta “Çölde karargahını kuran İbrahim Paşa’nın yanına gitmek istediğini, fakat Avrupa ile yaptığı mektuplaşmaların zorlaşacağını” yazıyor.
Oskar Mann Kurdoloji çalışmalarını sürdürmek için Mayis 1906’da Urfa’ya vardığı zaman Kürd şair ve Dengbêjlerle tanışıyor. İlk tanıştığı Kürdlerden biri İstanbul’da Tarih Profesörü olan ve aynı zamanda bir gazetenin redaktörü olan Urfa’ya sürgün edilmiş İHSAN BEYDİR.
Oskar Mann’ın anlatımlarına göre İhsan Bey iyi bir eğitim almış ve büyük bir genel bilgiye sahip bir kişiydi. Onunla sohbet etmek Oskar Mann’ın çok hoşuna gidiyor. İhsan Bey Oskar Mann’a yardım ederek Kürdçe Baladları çeviriyor. İhsan Bey Oskar Mann’ı Suruçlu Berazi aşiretinden şair ŞÊX BOZAN ile tanıştırıyor. Şêx Bozan Mem û Zîn çevirileri konusunda kendisine yardımcı oluyor.�İhsan Bey Oskar Mann’ı Urfa’da bulunan misyonerlerle tanıştırıyor. Fakat, süreç içinde Urfa Valisi İhsan Beyin Oskar Mann ile görüşmesine “ispiyonculuk” gerekçesiyle yasak koyuyor. Bu arada İhsan Bey Oskar Mann’ı Suleymaniyeli Emin Efendi ile tanıştırıyor. (Kürd profesör İhsan Bey kimdir? Araştırılması gereken bir konu-Aso)
Oskar Mann’ın tanıştığı diğer Kürd ise Berazî aşiretinden Şêx Bozandır. Aynı zaman da şair olan Şêx Bozan bir yandan Oskar Mann’a Kürdçe’nin Kurmanci lehçesini öğretirken diğer yandan Kürdçe masal, destan, hikaye ve şiirlerini derliyor. Bazı günler Oskar Mann Şêx Bozan ile 5 saat boyunca çalışıyor.
Bunlardan biri de Suleymaniyeli Baban ailesinden gelen Emin Beydir.�Emin Bey Kürdçe, Farsça, Osmanlıca ve Arapça’yi iyi bilen, okuyan ve yazan biridir. Emin Beyin kendisi aynı zamanda bir şairdir. Kürd Şeyhleri tarafından sayılan ve sevilen biridir. Emin Bey İbrahim Paşa’yı ve Axayê Sor gibi Kürd şahsiyetlerini şahsen tanıyan biridir. Emin Efendi’nin Oskar Mann’ın kaleme aldığı “ Die Mundart der Mukri-Kurden” adlı eserde rolü çok büyüktür.
Oskar mann İbrahim Paşa ile görüşmek için hazırlığa başlıyor ve kendisi ile birlikte Emin Efendi, Wilke, Josef ve daha önce Emin Efendi’ye hizmetçilik yapan Mahabadlı bir Kürd olan Muhammed var.
Oskar Mann Urfa’da olduğu zaman halk içinde İbrahim Paşa’nın Arap Şammar aşireti ve Kürd Berazî aşiretine karşı savaşa hazırlandığına dair söylentiler başını almış gidiyordu. Hatta İbrahim Paşa’nın 25 bin silahlı adamıyla Urfa’dan 4 saat uzaklıkta bir yerde bulunduğu söyleniyor… Daha sonra alınan bazı bilgilere göre İbrahim Paşa Wêranşar’dan 3 km uzaklıkta bulunan Qeretepe’de olduğu anlaşılıyor. Daha sonra Oskar Mann uzaktan ve dolaylı olarak İbrahim Paşa’dan haberler alıyor.. Fakat sonuçta İbrahim Paşa’nın iş yoğunluğundan dolayı bu görüşme gerçekleşmiyor. Oskar Mann 30 Haziran 1906 tarihinde bacısına yazdığı mektupta “İbrahim Paşa ile görüşme meselesi rafa kaldırıldı” diyor.
Sonuç olarak Oskar Mann “Batı Kürdistan Kralı” dediği İbrahim Paşa ile görüşemiyor. Fakat, hala Kuzey Kürdistan’da Kürdlük adına ortaya çıkan bazı kesimlerinin İbrahim Paşa gibi bir Kürd şahsiyetini küçük düşürmek için “aşiret reisi” dediği bir ortamda Prof. Dr. Oskar Mann’ın onu “Batı Kürdistan Kralı” ve “Kürd Kralı” gibi değerlendirmelerini gelecek Kürd araştırmacı kuşaklarına kolaylık sağlamak için aktardım..
Birde İhsan Bey, Şêx Bozan ve Babanlı Emin Efendi gibi Kürd dil ve kültürüne yaptıkları katkıları hatırlatmak istedim…
DEVAM EDECEK . DEVAMI GELİNCE BURAYA EKLENECEKTİR......