Tweet | Tarih: 03-04-2021 21:32 |
Viranşehirli Ozan Mehmet Batur Kimdir...
Mehmet Batur, "o şair ve ozanlıkla aşıklıkta, o bir gezgin seyyah, hak aşığı, bir divane abdalımız. 0lağanüstü bir şiir mısra ezgiler yazma ve söyleme erbabı bir şairimiz o ve evet o bir Hak ve Halk aşığı bir ozanımız o manevi bir aşkla ve duygular yüklü dopdolu dolu dizgin biri o bir duygu yazarı çağlayan bir okyanus şelalesi, bir şairimiz ve saz ve söz yazarı bir düşünürümüzdür.
Aşık Ozan Mehmet Batur;1952 yılında Şanlıurfa ili, Viranşehir ilçesi doğumlu olan bu halk ozanı aşığımız, oldukça da duygusal ancak gönüllü biridir. Aynı zamanda,o şiirleri uğraşı dışında da, bugün o hayatını 5 vakit namaz ve ibadetle geçirende biridir. Kalbi yüce mevlası ile dop dolu olan biridir. Sırasıyla iyi Türkçe konuşan yazan, Kuran yazısı okuyan ve arapça da bilen ve yazan, ortaokul mezunu olmasına rağmen kendini yetiştiren biridir. Genel bilgi ve kültür olarak. Almanca dilini de bilen ve konuşan, hoş görülü muhabbeti tatlı sabırlı ve oldıkça da alçak gönüllü bir kişiliğe sahiptir. Şiirlerinde espiri ve mizahla dolu olan o içimizden biridir.
CARK ETTİ..
"Hastalığa yakalandım.
Her iki eşim, terketti Beni.
Candan sevenlerim
Hepside birden, çark etti.
Hayatıma veremedim, yön
Anladım benim gelmiş, son.
Hem şeker var, hem tansiyon
Doktorlar bunu, fark etti.
Gözlerimden,aktı yaşım
Ne çileler gördü başım.
Yetmişe gelince, yaşım
Artık araba, park etti.
Mehmet Batur dertli başı
Dostlarımdan yedim taşı.
Akıyor gözümün, yaşı
Hastalık derde, gark etti.
Sazlı sözlü, o bu şiir dünyamızın şair yazarı olan Mehmet Batur Gelmiş geçmiş yazılı sazlı sözlü, Divan edebiyatımızda, tecrübeli bir kalem, önemli bir düşünür, onun o şiirsel eserleri, her ne kadar bir mahalli tarzlarda yazılmışta olsa o nun bu şiirleri bu gün olmasa yarın bunların tümü, gelecekte önemli bir yer tutacaktır, o bu gün o deyişleri ile aramızda yaşayan o bir canlı efsane O bu gün bu dünyadan yarın ebedi hep rabbim mevlam dediği o Merhum Aşık Veysel gibi, mevlam dediği, o hüdasına kavuştuğunda, onun yeri kolay kolayda bu dünyada dolayacaktır. O eserlerinden mütevellit ve bir insancıl insanlık olarak, onun yeri asla dolmayacaktır. O bu üstat derin düşünür, bir kalem ve bir kelam efendisi.Şu sıralar harıl harıl, 4.cü ve 5.ci şiir kitabının çıkışı hazırlığında olan ve bu çalışmaya yoğunlaşan, buna meyillenen Mehmet Batur’un, ayrıca detaylı biyografiside, onun bu yeni her iki şiir kitabında da, daha önceki o kitaplarında olduğu gibi, ayrıca bunu bu kitaplarında da görecek ve onu bulacak ve okuyacaksınız. Bu üstadın, bu çıkacak olan, her iki şiir kitabı takriben kitap sayfaları olarak yaklaşık,200 ila,250 sayfa olacak. Onun önceki o çıkan her 3 şiir kitabında ve yeni çıkacak bu en son ki bu her 2 kitabında, 4,cü ve 5 şiir albümünde, bu üstadın aslında adeta, bu kitapta, orada onun o kendi hayatını sanki o bu son iki şiir kitabında anlatmış, bu önsözümüzde buna dahil, anlatmış buna da orada şahit olacaksınız. 0nu bu kesse, bu son 2 şiir kitabında halkın ve Basın kamu oyunda onu karşımızda tekrardan ama bundan böyle onu farklı tanıyıp aslını göreceğiz. Bin adetten fazla sayısız şiirlerinde bu gün aslında olan, Mehmet Batur’un, bu son günlerde onun o etrafında, sağında solunda o kadar unuttuğu her konuda şiirleri varki, bunları oda unutmuş ve eşine dostuna bıraktığı, yazıp ta orda burada unuttuğu, kendisi gibi unutulmuşluğa yüz tutan, etrafında bir çok şiirleri var. Sayılarını o unutmuş ve onu bu konuda şair ve şiir konusunda, iyi anlayabileni de onu, ailesinde ondan kendinden başkası da yok, İşte ben bu yüzden bir Abdal Abdal gezer oldum demektedir. Bay Mehmet Batur. Oda bu yüzden de,"Benden sonra, bu ünvanımı sürdürebileceklerimde yok diye de, o bunu da kendince hayıflayıp bu yüzdende üzülende biridir o. Onda her konuyu içeren, yazmış olduğu, bir kenara attığı ve bu güne dek, pek çok fazla daha hâlâ kitaplaşmamış olan, nice eserleri vardır. Bunlar daha bu gün, henüz gün yüzü dahi, bu eserler görmemiş. Bunların bir kısmı da bu üstadımızca, onun etrafında onun eliyle, oraya buraya konulmuş, saklanmış ve adeta unutulmuş gibi görünen, gizemli eserlerdir bunlar maalesef. Bu ozan aşığımız, adeta bir şıp şak, ama anlamlı manalı, insanı dinlerken de düşündüren, hatta hüzünlendiren bir kalemi ve manalı ögütlü, bir kelamı olan, kendince de ünvanlı bir şairimiz o, ve bir şiir edebiyat üretme makinesi adeta, ve de bir bir ilham deposu, ona bu yüce mevla vergisi, bu istidat verilmiş, o yaradana ve her konuda hakla halkla inançla vicdanla dolu o bir memleket bir vatan seversiniz, sağ duyulu, ülkesinin bayrağına ve milletine sevdalı, içi dışı, bunlarla dolu biri o ve duygular deryası bir denizi, coşkularla çağlayan köpüren, içi içine sığmayan o bir derin, hırçın birazda deli dolu, adeta bir çağlayan bir azgın okyanus Gibidir. Şiirde bilgide derin bir umman. İnsanlarımıza şiirleriyle adeta karşılıklı nasihatlar verip, yeri geldiğinde de, mesaj veren, şiir diliyle şairce konuşan, dili hünerli bir usta sazlı sözlü bir yazarımız, Bay Mehmet Batur ve o bir divan edebiyatı aşığımız, bir halk ozanımız o insanlarla dost meclislerinde, düz söz ve cümle kullanımından çok o şiirle insanlarla da şairane bir dille konuşan, sazlı sözü biri, karşısındakine kafiyeli cümlelerle hitap eden, halktan içimizden biri o. Ancak o fikir olarak bambaşka biri, derin bir zihin açıklığına sahip ve bu ona bir allah vergisi, oda buna böyle sahip. Bu bay Mehmet Batur, o bu gün aramızda yaşayan aramızdan çıkmış, bir muazzam bir harika zihinli, ufku açık, gezgin ezgin bir seyyah, bir divane olmuş bir abdalımız o. Bu gün aramızda sanki bir ikinci, bir Yunus Emre’yi ona diyebileceğimiz bir şairimizdir.
Kafiyeli redifli zengin heceli kelime uyumlu, içerisinde bir çok mânâ barındıran, süslemeli sözcüklerle, o bir şairler bir şiirler şairi, şiirleriyle o anında insana cevaplar verip, konuşabilen o bir bilgi doluluğunda bir pratik söylemli bir fikir küpü, kalem ve kelam efendimiz. 0nun hayat felsefesi, saz ve söz, o bu konuda, bunu kendine, bir meslek edinmiş ve ona bu uğraşı, bu gücü veren, o yüce mevla, onu hayata bağlayan o mânâ o yaradan, şiiri ve sazı o bir ikinci dünya olarak ona vermiş ve oda bunu kendine mal ve aht ile bir taht etmiş. Kültür Bakanlığından da bu arada, bu uğurda bir dr resmi kimlikliği de olan bu aşık ozanımız, sazlı sözlü aşıklar bayramlarında, aşık ozan atışmalarında da 8 adet Türkiye Birinciliği ödüllerle sertifikalar almış, beğenilerle teşekkürler, altınlar alan madalyalar kazanan biri, resmi şair izan ve aşığımız, halkla birebir şiirleriyle yaşayan, adeta bir hayat üniversitesi diplomalı içimizden ancak, çok şey görmüş geçirmiş olan biri. Ozan Aşık Mehmet Batur’a göre, saz söz ve şiir, benim bir gıdam, bu benim bir yaşam şeklim ve enerjik doluluğu dopingimdir diyen, bu üstad, vaktinde Avrupalarda da gençliğinde çok gezmiş, türkü kasetleri plaklar yapmış, sahneler paylaşmış, bir çok aşık ve ünlü ozanlarla, sanatçılarla da bir araya gelmiş, her şeyi görmüş geçirmiş saz çalmış, yorumlar yapmış, türküler derlemiş ve söylemiş, mazisi bu konuda ve müzikli olarakta, zengin ve geniş biri, Dünya malında para ile pulda gözü olmayan, bunlara bu fani ve yalan dünyaya önem vermeyen biri o, gönlü gözü tok biridir o. Hakka hukuka insanlığa, insana değer veren, bir içten samimi bir erdemli dost canlısı biri, bu gün hak yoluna girmiş, o kendini buna adamış, halk ve memleket sevgisi ile, dopdolu olan biri. "Ben bu ugrâşımdan bu mesleğimden, gıda alıyorum ve bu kutsal uğraşım, adeta benim ömrümü uzatıyor o diyor ve bu mesleğimden de oldukcada, çokta mutluluklar gerçekten de alan duyan biriyim ben diyor"o bunu hakikatten de bir yaşam lobisi yapmış, bunu o hobisinden çok o bu uğraşı kendine bunu vazgeçilmez bir meslek edinmiş. Değerli Aşık Ozan Mehmet Batur