Ağlamaya Hasret Öleceksin
Güneşin kapkara bulutlarla boğulduğu bir gün
Tezek dumanından göz gözü görmez bir gece
Mor akşamların turuncu gurubunda
Öldüğümü duyacaksın ansızın
Dünya gözünde bir topaç ırmaklar gözlerinde bir çizgi
Bence hayalinde çatık kaşlı bir nokta
Gözlerine ladin ormanlarından bir direk dikilecek
Bakakalacaksın öylece
Ağlamaya hasret ağlamak isteyeceksin
Kolların ölü yılanlar gibi düşecek iki yanına
Eski anıların dört nala geçecek hayalinden
Titreyecek o güvercin uyluğu dudakların
Defne dalı saçların ansız ağaracak
Küf yeşili gerçekler vurdukça vuracak beynine
Yıkık bir kömür ocağı gibi içten içe tüterek
Eriyeceksin sıcak bakır denli
Dövünerek, çırpınarak, bağırarak ağlamak isteyeceksin
Gözlerin bir noktaya dikilecek yontu mermer gibi
Düğümlenecek gırtlağına günahların
Yutkunacakısın hançerdeki tedirginlikleri
Boş ufka baka baka pişmanlığına susamış
Damla damla göz yaşına sevdalı,
açın eğmeğe hasreti gibi
Ağlamaya hasret öleceksin sen
Durgam Özer (Kayıt Tarihi : 12.12.2023)