25 KASIM KADINA YÖNELİK ŞİDDET VE ÜLKEMİZDE GAZETECİLİĞİN GELDİĞİ HAL; HAL DEĞİLDİR...
Bir zamanlar...1970, 1980' li yıllarda... adam gibi gazeteler, gazetecilik ve adam gibi gazeteciler vardı.
Bununla birlikte gazetecilik ahlakı, onuru denen bir şey vardı; o da gazetecilikte bir meslek ve toplumsal sorumluluktu.
Şeyhül Muharirrinin gazeteci-yazarlar, gerçekleri doğrudan halka ulaştıran muhabirler, gerçeklerin peşinden koşan gazetecilik vardı. (Azda olsa, zor koşullarda halen bu işi yapmaya çalışan yürekli ve namuslu gazete ve gazetecileri tenzih ediyorum)
En azından; manipülasyon, dezenformasyon bu kadar yoktu.
En azından; toplumsal kirlenmenin ve çürümenin bu kadar aracı olmamışlardı.
Haberleri olduğu gibi halka oluştururlardı.
Uzun zamandır gazete başlıklarını okumamaya özen gösteriyordum.
Fırsat buldukça ; kitap, dergi, İnternet üzerinden kalemşör köşe yazarlarını değil, toplumsal sorumluluk taşıyan gerçek köşe yazarlarını okuyordum.
Artık, ülke gündemden kopmamak için 4-5 gündür TV' lerde, sabah kuşağında gazeteleri takip edeyim dedim ama nerde; ancak beş gün dayanabildim.
Sinir tellerimin uçları oynamaya; kalbim teklemeye başladı; tansiyon, şeker cabası...
Çağımızın hastalıklarını biri bana say derse...
Hemen başlarım saymaya:
Stres, kanserojen madde içeren gıda ve kanserojen madde yayan Vs. Cihazlar ile....
Bir de... Günümüz gazeteciliği!!!
Yaşadığınız şu kötücül dünyamızdan biraz da siz sorumlusunuz.
Nerden baksan tutarsızlık, nerden baksan ahmakça!
Bilemiyorum...
Belki de yaşım gereği, ben tahammülsüzleştim!
Nemi yaptım?
Hemen İlacıma sarıldım.
Kemal Sunal' ın "Kibar Feyzo" filmini izliyorum.
Oh be! İlaç gibi geldi!
Size de tavsiye ederim.
Varsınlar, bize "Şaban" desinler!
****
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü...
Dünyanın neresinde olursanız olun, eğer kadınsanız ve güçsüzseniz, her zaman şiddete uğramaya, ezilmeye ve yok sayılmaya mahkum edilirsiniz.
Yıl 1960, yer Dominik Cumhuriyeti.
1930’da Ülke yönetimi ele geçiren Rafael Trujillo diktatörlük yönetimini sürdürüyordu.
Dominik Cumhuriyeti’nin Cibas bölgesinde dünyaya gelen ve “Mirabal Kardeşler” olarak tanınan üç kız kardeş; Patria, Minevra ve Terasa, eşiyle birlikte Trujillo diktatörlüğe karşı mücadele veriyordu.
Petria 1960 yılının Haziran ayında Clandestine Hareketini kurdu ve diğer kız kardeşi de bu harekete katıldı. Sembol haline geldikleri diktatörlük karşıtı mücadelelerinin çeşitli zamanlarda ağır baskılara maruz kaldılar ve hapis cezalarına çarptırıldılar.
1963 yılının kasım ayı başında Trujillo ülkede iki tehlikenin varlığından söz etti: kilise ve Mirabal Kardeşler!
Tarih 25 Kasım 1960’ta üç kız kardeş tecavüz edilip öldürdüler.
“Araba kazasında” öldükleri duyuruldu.
Miriban Kardeşlerin öldürülmesinden bir yıl sonra Trojillo karşıtı hareket, diktatörlüğün sona ermesini sağladı.
Mirabal kız kardeşlerin anısı, özgürlük ve insan hakları için verdikleri mücadele, dünyada ve ülkemizde insan hakları savunucuları ve kadın hareketleri için Sembol haline geldi. 1999 yılında Birleşmiş Milletler, 25 Kasım’ ın “Kadına Yönelik Şıddetin Ortadan Kaldırılması için Uluslararası Mücadele Günü” olarak benimsenmesini karar altına aldı.
Ülkemizde, kadının özgür olma ve hayatı özgürleşitirne mücadelesi, tüm zorluklara rağmen halen sürmektedir.
Özellikle bölgemizde 25 Kasım diyince... önce kadın olarak özelde anamı, sonrada genelde diğer kadınları hatırlıyorum.
Dayanışma ruhuyla, özgür bir dünya için mücadele eden kadınların bu mücadelesini selamlıyorum.