HAYATINI MİLETİNE ADAYAN "USTA SİYASETÇİ NECMETTİN CEVHERİ”
Yazı dizisi-2
Hayatını milletine adayan "usta siyasetçi Necmettin Cevheri" deneyimlerini ve hizmetlerini anlatırken ben yaptım dediğine şahit olmadım, biz bunları yapmaya çalıştık deyince;
"Amca sen olmasaydın, Şanlıurfa’ya yaptıklarını becerebilecek başkaları var mıydı, olsaydı sizden sonraki dönemden bu güne kadar olan süre içinde, halkımız yaşadıklarının farkında olurdu, demek ki sizin yaptıklarınızı düşünebilecek kapasitede bile olabilecek kimse yokmuş" dediğim de.
Elbette becerecek olanlar vardır ama meydanlara çıkmamıştır, yada halen zamanı gelmemiştir, Allah cc. Nasip ettiğinde o gün geldiğinde, vatanına milletine hizmet edecek gerçek siyasetçiler gönüllerde yerini alacaktır, halkının teveccühünü kazanacaktır ve hiç kimse engel olamayacaktır, hak yerini bulacaktır, sabırlı ve akıllı olmak lazım dedi..!
Türkiye’nin ve Şanlıurfa’nın "Necmi abisi “memleketi için hazırladığı projelerin, eserlerinin ve attığı temellerin kendisi için ne kadar önemli olduğunu, günümüzde ki sıkıntıları, çözüm yollarını ve gelecekle ilgili yapılması gerekenleri anlatırken duygulandı, gözleri yaşardı ama mutluydu..!
Duayen siyasetçi Necmettin Cevheri; en yakın dava arkadaşı genel başkanı rahmetli "Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel" in hep desteğini aldığını, kendisine ve fikirlerine değer verdiğini, Şanlıurfa’yı çok sevdiğini, hatta bir dönem "GAP “projesinin engellenmeye çalışıldığını ama başarılamadığını söyledi.
"GAP “projesinin çok büyük bir yatırım ve iyi niyetlerle atılan bir adım olduğunu söyledi. "Allah'ın verdiği aklı kullandık uygun koşullar da vardı ve hayata geçti dedi...
"Gap"17 milyon dekar araziyi sulayacak, bunun 10 milyon dekarı Şanlıurfa’dadır, bu bizim için çok büyük bir şans, memleketimiz için biz toprakla suyu kavuşturduk, odamdaki bu siyah beyaz resimlerden birisi Şanlıurfa tünellerinin 3 nisan 1977 de temel atma günüdür, inşaatı 17 sene sürmüştür ve 9 kasım 1994 te tünelin açılışıdır, bu su boşuna akmıyor böyle büyük bir projeyi hafife almak suya da toprağa da ihanettir.
Yüz binlerce ton pamuk üretiliyor ve pamuğun kalitesi ege bölgesinden biraz düşük Çukurova’dan yüksektir, beklenilen ürün çeşitliliği ve bu ürünlerin pazarlaması halen yapılamadı, üretilen pamuk süratle tekstil sanayiinde işlenmeli ve gelişimi sağlanmalıdır, şu an dünyada bu konuda hızla ilerleyen Özbekistan’a rakip olunmalıdır.
Havalimanı, kargo havalimanı olması için düşünülmüştü ancak bu gerçekleşmedi, havaalanı Türkiye’de en uzun piste sahip havaalanıdır ve amacı, bugün paketlenen meyve ve sebzeler veya tüm ürünler ertesi gün Paris’te, Münih’te ve dünyanın bir ucunda olmasıydı ama çiftçi bu konuda yeterli eğitim düzeyine sahip değil yani biraz alt yapı eksikliği var.
Şanlıurfa tarihi açıdan çok büyük önem taşıyan bir şehirdir, biz hep Halil İbrahim bereketi getireceğiz dedik, balıklıgöl platosunun yapımı için 460 bin lira parayı buradan gönderdiğimi hatırlıyorum, Halepli Bahçe’de mozaikler çıktı ve oraya büyük bir açık hava müzesi yapıldı.
Dünyanın en eski tapınağı Göbeklitepe Şanlıurfa’da bulunmaktadır, bu anlamda bu değerler henüz yeterince hak ettiği yerde değildir ama bu konuda daha fazla çalışılarak turizmde fark yaratabiliriz.
Şanlıurfa halkının önemli ihtiyaçlarından olan "30 bin kişilik stadyumun" temeli atılırken insanlarımızın sevinçleri görülmeye değerdi.
Şanlıurfa sıradan bir yer değildir kurtuluşu 11 Nisan 1920'dir,daha meclis yokken kendini kurtaran bir şehirdir.
Bu güne kadar gelmiş gitmiş hükümetler, aynı projeleri kendilerine meletmeleri kendi değerlerini yükseltmek için yapılmıştır, fakat bir önceki dönemlerde ki hükümetlerin yapmış olduğu çalışmaları yok saymak, küçümsemek çok büyük yanlıştır.
Zaman içerisinde aşınmaya uğramayan güç kaybetmeyen hiç bir siyasi hareket yoktur.
Bunun süresi kendisinin dışındaki şartlara, yani tabi olduğu etkenlerin kendisi üzerindeki tesirine bağlıdır.
Bunu görmek lazımdır, değişik etkenler olmuştur, mesela bugün kullandıkları argümanlar yarın geçerli olmayabilir ya da geçerliliğini kaybetmiş olabilir, aşınmış olur eskimiş olur bugünkü etkisini yaşatamaz artık.
Sosyal bilincin içerisinde mutlaka oluşur, oluşmaması mümkün değildir, bunu da olgunlukla karşılamak gerekir.
Devam edecek...
Lokman Şıhanlıoğlu