Şanlıurfa Belediye Başkanlarının hizmet mücadelesi kıyasıya devam ediyor...
Şanlıurfa ak partili belediye başkanlarımız yeni hizmet alanları bile açtılar kendilerine; "durmak yok" soluğanıyla başlattıkları hizmete devam aşkı kendilerini çok yormuş olacak ki, beyefendiler ne yapacaklarını şaşırdılar, saymakla bitmeyecek olan ( kendilerine özel hizmetlerin) bazılarını sıralayalım.
Şanlıurfa'nın Ak Partili Belediyeleri;
Bütçesiyle (parasıyla), boş oturan personelleriyle, paslanmaya yüz tutmuş resmi araçlarıyla, donmak üzere olan yakıtlarıyla ve çürümek üzere olan malzemeleriyle bir işe yarasın, boş kalmasın diye, kendi özel işlerinde hizmet alanları açmışlardır,
(Sizin aklınıza gelimiydi kuzucuk vatandaşlar )
1-Mesela belediye başkanlarından biri çukur olan arazisini dolgu malzemeleri döktürerek, sıkıştırma tasfiye düzenleme ve yol yaptırıyormuş, size ne kardeşim tabi ki yapacak, koltuk ve makam babasından miras kalmış, "ey vatandaş" eleştirmeye ne hakkınız var, bırakın dilediği gibi belediyeyi kullansın, bu güne kadar kim hesap sorabildi ki siz sormaya cüret ediyorsunuz, aklınızı başınıza alın, kendinize gelin sonra başınıza bir şeyler gelir ha, demedi demeyin..!
2-Yasal olarak belediye toplantılarına katılma mecburiyetinde olan encümenler, alınan kararları da oylama, imzalama mecburiyetindedirler, her katıldıkları toplantıdan da harcırah (para) alırlar, üst üste 3 toplantıya katılmayanlar da görevlerinden uzaklaştırılır, Şanlıurfa’mızın belediyelerinin bazılarında uygulanan dahi hane sistemin ise dünyada eşi benzeri yok, bakın neler yapıyorlarmış.
Seçilmiş encümenlerin yerlerine oylamalar yapan imza atan belediye başkanları ve aile fertlerini duyunca şok oldum, hatta belediye başkanları kendi evlerinde bile, gece gündüz kadın erkek çoluk çocuk demeden çalışıyorlarmış, duygulanmamak elde değil, ben bir ara Şanlıurfa’yı Kobani’yle karıştırdım, sizce böyle bir başı boşluk dünyanın neresinde var..?
3-Şanlıurfanın Ak parti belediyelerinden birinde encümen olmak isteyen, "soylu İngiliz kraliyet ailesinin fertlerinden olan "torpilli hanımefendi, uydu aracılığıyla gönderdiği müracaat evraklarıyla, 2014 yerel seçimlerinde ;Ak parti belediye encümen listesinde üst sıraya yerleştiriliyor, bu güne kadar memleketimize gelmeye tenezzül etmeyen, hiç bir toplantıya katılmadığı gibi, aynı zamanda Gaziantep belediyesinde de memur olarak çalışan, bu süper zeka dalavere uzmanı sahtekarı bilmeyende yokmuş, ne hikmetse bu güne kadarda belediye başkanı ve yetkililer tarafından hiç bir işlem yapılmamış (ismi var ama kendi hayalet gibi, kimseler görmeden gelip oylama yapıyor, imza atıyor, parasını alıp gidiyormuş) nasıl bir sistem kurmuşlar sizlerin aklına gelimiydi,
"Ey odun yerine konulan halk"..
4-Şanlıurfanın Ak parti belediyelerinden birinde, uzun zamandan beri araç gereçleriyle, personeliyle ve devletin güvenlik güçleri korumasında tutulan nöbetle, tarihi yerleşim yerlerinde hazine araması kazılar yapıyorlarmış, hatta çok değerli altın gömüler bulduklarına dair söylentiler de var, yer üstü hizmetleri bitti şimdide yer altı hizmetleri başladı, anlaşılan bu güne kadar yapılanlar yetmemiş, bravo böylelerini alkışlamak lazım ( kıskanmaktan vaz geçin, beceremiyorsunuz bari susun, kim ne götürüyorsa götürsün "size ne ey millet" ).
5-Şanlıurfa da Ak partili görüntüsünde olan atanmış kayyumları, titizlikle seçtiklerini söyleyen seçilmiş yetkilileri tebrik etmek lazım, saymakla bitmeyen donanıma sahip olan "Texas Tomiks" kılıklı başkan yardımcılarımızın yaptıklarını anlatmaya kalksak zaman yetmez, belki de önümüzdeki seçimlerde belediye başkan adayı olarak karşımıza çıkarlar, bizlerde alır başımıza taç yaparız hak ediyorlar ama değil mi.?
Kayyum belediye başkan yardımcılığına atananlar, arkalarına taktıkları yerel basın ordusuyla, yaptıkları hizmetleri haber yaptırmaktan evlerinin yolunu unuttu zavallılar, görev yaptıkları ilçelere bir zahmet gidin memleketimizi ne hale koymuşlar gözlerinizle görün.
Girişte karşınıza ilk çıkacak olan görüntü, kovboy filmlerinin çekildiği kasabaları hatırlatıyor, hele birde karanlıkta dışarı çıkın bakın başınıza neler geliyor, kanala mı düşersiniz, çukura mı girersiniz, çamura mı batarsınız, ayağınıza kanal kapağımı düşer, yüksek gerilim hattına mı kapılırsınız, başınızın üstünde trafomu patlar, soyguncuların hırsızların saldırısına mı maruz kalırsınız, farları yanmayan arabamı size çarpar, en kötüsü de, belki makam sahibi seçilmişlerden biriyle karşılaşırsanız o zaman vay halinize, yaptıkları hizmetleri anlatmaya başladılar mı korkudan kaçacak delik ararsınız, sizle şansınız dua edin en kötüsü başınıza gelmesin "ey değerli hemşerilerimiz".
7-İlk günden beri insanların başına çökmüş karanlık kabus çetesinin hizmetlerinden bahsedelim; ihale komisyoncuları, rüşvetçiler, hırsızlar ve geçici işçilerin emeğine göz dikmiş sapıklar sarmış etrafımızı; bir imza bir çanta kampanyasına katılıp, bonus kazananların teşkilatlardaki dolar günlerine üye olanlarla, geçici işçilere "sigorta senin maaş benim kampanyalarına katılanların arasına girdiniz mi kimse değmesin keyfinize, kıyasıya geçen yolsuzluk pazarlıkların sonucunda kazananlar, arabalarını hazırlar, giyeceklerini seçer, Ankara’da kalacakları otellerde yerlerini ayırtırlar, bazıları da kampanyalardan çok faydalandıkları için, bir kaç kişinin ortak girişimiyle tuttukları dayalı döşeli evleri temizlenmesi için talimatlar verirler, patroniçe mamalara telefonlar açılır "yola çıkıyoruz hazırlanın geliyoruz, ceplerimiz çeşit çeşit takviye haplarıyla dolu, ona göre bulun manitaları, dayanıklı olsunlar ha " diyerek, hediye paketleri hazırlanır arabaların bagajlarına doldurulur, sonra ver elini alemi zamparalık, kadehi dem mi yudumlayanların gece kuşlarının mekanlarına doğru yola çıkışları, soran sormayan tanıdıklarını arayarak, "Genel merkezde, mecliste toplantıya çağrıldık" diyerek, hava üfleyen zurnacılar, kendilerini değerli birer zat olarak göstermeye çalışan kanalizasyon temizleyicileri, Ankara’nın karlı yollarına doğru yol alırlar, ceplerine doldurdukları takviye hapları ve haram paraları bitinceye kadar turlarlar, havadan seçilmişleri, danışmanları ve yetkililerle birkaç tane fotoğraf çekip sosyal medyada paylaştıktan sonra evlerine dönerler, meteliğe kurşun sıkan beyler yeni avlarını bekler dururlar, işte kendini bir şey zanneden rozetli kravatlıların hikayesi..!
Zaten bunları bu hale getirenler sizler değimlisiniz" uzaktan kumandayla idare edilen ey insanlar"..?
Eşeğe fazla değer verirsen kendini yarış atı zanneder, adam olmayana da fazla değer verirsen kendini adam zanneder..!