Eski Viranşehir Değerlerini Anlatan Güzel İnsanlara İthaf en Güzel Bir Yazı
VİRANŞEHİR'İN ASMA ALTINDAKİ KAHVELERİ...
" ATASI ASLAN OLAN,KURDUN PEŞİNDEN GİTMEZ "
Viranşehirin kültüründe "kahveler" büyüklerin toplanma yeri hatta ikinci adresi olarak bilinirdi.
Sosyal yapının önemli yerlerinden biri, kalabalıkların toplanarak sıcak sohbetlerin ortamı ve boş zamanların doldurulduğu dinlenme yerleri olarak tercih edilirdi. Günümüzde de halen eski değerini korumakta ve rağbet görmektedir..
Sıcak iklimin hakim olduğu Viranşehir’de, iş yerleri, evler, kahveler siyah kesme taş duvarlarla örülür, iç tarafı sıva badana yapılır, üstüne tahta direkler aralıklarla dizilir, üzerine tahtalar dizilerek çivilenir, samanla çamur karıştırılarak damın üzerine dökülür, yuvarlak siyah loğ taşlarla sıkıştırılırdı.
Havlulu (avlu) olarak yapılaşan yaşam yerlerine Zeytin, Dut, İncir, Nar, Üzüm Ağaçları dikilirdi.
Asma dalları iplerle sarılır sarmaşık şeklini aldığında direklerin üstüne doğru yayılır doğal gölgelik haline gelirdi.
İlk baharda sarkmaya başlayan yeşil renkli ekşi koruklar Yazın Kırmızı ve Sarı renkli Üzüm halini alırdı.
Sarımtırak karışık renkli ekşimsi yapraklar filizlenmeye başlar yazın Yeşil renge dönüşürdü.
Evlerde yapılan geleneksel yemeklerden biri olan Ekşili Salçalı Etli Kuyruk Yağlı ve ya Etsiz Zeytin Yağlı yaprak sarmasının, Viranşehir halkının sofrasında önemli bir yeri vardı.
Evlerdeki ikindi oturmalarında, misafirleri ağırlama yeri olarak ta asma ağacı altı gölgeliği hazırlanırdı, acılı ekşili salçalı sulu kıymayla beraber asma yaprağı ikram edilirdi.
Asma altındaki oturmalık yaz gölgelikleri bir tek evlerde yoktu, Havlulu (avlu) Kahvelerde de gölgelik olarak asma altlarının toprak zemini sulanarak serinletilir, renkli müşambalarla kaplanmış tahta masalar etrafına tahta kürsüler dizilirdi, kimin hangi kahvede oturduğu belliydi, gençlerin ve çocukların kahvelerde oturmaları büyüklere karşı saygısızlık olarak görülürdü ve kabul edilmezdi.
Resmi Kurumlar, Esnaf ve Tüccarların İş Yerleri dışındaki dükkanlar yazıhane olarak kullanılırdı, Sosyal alanın kısıtlı olduğu Viranşehir’de, sabahları erken saatte evden mesaiye gider gibi çıkılır, (ben çarşıya gidiyorum)denirdi.
Kahvelerin yolunu tutanların arkadaş Grupları bir araya gelince Kağıt, Tavla, Dama oynarlardı, Öğlen Yemeği genelde lokantalarda, yazıhanelerde, kahvelerde yenirdi, sonra herkes evine giderek ikindiye kadar uyurdu, sıcaklığın azalması ve havanın serinlemesiyle, evlerinden çarşıya çıkarlardı.
Kahvelerin, Asma altındaki, çivisi çıkmış, kırık ve sallanan tahta kürsülerin üzerinde oturarak vakit geçiren büyükler akşam olunca evlerine giderlerdi, Akşam Yemeği sonrası tekrar kahvelerin yolunu tutarlardı.
Mazotla çalışan jeneratörle elektrik ihtiyacı karşılanır aydınlatma yapılırdı. Ama çoğu zaman arızalanırdı. İnsanların olduğu her yerde aydınlatma aracı olarak ta, Pompalı Gazlı Gömlekli, fitilli Gazlı, Tüplü gömlekli camdan Löküsler, Fanoslar, Işıldaklar El Fenerleri, Mumlar vardı.
Kahvelerdeki semaverlerde devamlı kaynayan sıcak su ve demliklerin içinde taze kaçak çay küçük cam bardaklarda müşteriye sunulurdu. Acı kahve (mırra) sıkça tüketilen içeceklerdendi.
Kesme (kırtlama) şeker çuvallarla çay ocağının önüne konurdu, alüminyum Sürahilere su doldurulur ve taslarla içilirdi..!
Viranşehir’de yaşamış olan büyüklerimizin hayatında sosyal yaşamları yoktu, lüks hayatları yoktu, tatilleri eğlenceleri yoktu, eğitimsizliğin, yokluğun, sıkıntıların, mahrumiyetin en üst derecesinde yaşadıkları halde adam gibi bir ömür sürdüler..!
Çünkü; parayla satın alınamayacak kadar önemli özellikleri vardı,
Dik duran zamane erkeklerin en önemli vasıflarını sıralamak benim için önemli bir görevdir.
1-Kalplerinde merhametleri vardı,
2-Samimiyetleri vardı,
3-Güvenleri vardı,
4-Dostlukları vardı,
5-Adaletleri vardı,
6-Dürüstlükleri vardı,
7-Onurları vardı,
8-Kaliteleri vardı,
Onlar şerefleriyle yaşadılar, arkalarında güzel hatıralar, anılar, dualar ve göz yaşları bırakarak gittiler...
Soruyorum; Peki sizce şimdikiler giderken arkalarında ne bırakacaklar..?
"öyle bir zaman gelecek ki, doğru söyleyenler yalanlanacak, yalancılar ise doğrulanacak, güvenilir kişiler hain sayılacak, hainlere güvenilecek"...
Hz. Muhammed (sav)...