HARAM KAZANÇ HARAMA GİDER
Eskiden her şeyin kıymeti vardı. Çünkü para kolay kazanılmıyordu. Çünkü paraya haram o kadar karışılmıyordu. Herkes helal lokma derdinde bir parça ekmek kazanma derdindeydi çok malda haramda gözü yoktu. Şimdikiler gibi faizle taklayla babadan atadan kalma paralar para eden arsalar araziler yoktu. Bunlar yoktu ama huzur vardı lezzet vardı tat tuz huzur vardı. Bugünlerde ki gibi çok para çok mal ama bereketsizlik yoktu.
Kimsenin kimsenin ne malında ne canında nede namusunda gözü vardı. Ahlak vardı terbiye vardı. Edep vardı. Şimdilerde her şey var ama ağzımızın tadı tuzu yok. Bir şeyden lezzet alamıyoruz bir şeyden memnun olamıyoruz. Bir şeyleri beceremiyoruz. En güzel en kaliteli malzemeyi verirsin satarsın yada alırsın ama evde beceremez bazı kadınlarımız olur. Her şeyi marinalara endeksleyen bir şey yapmasını beceremeyen yeni nesil bazı gelinlerimiz kızlarımız yetişiyor. Eskilerde mevlitlerde en kötü en ucuz malzemeden bile sana en lezzetli yemekler yapan emek veren yaptığı yemeğe el lezzeti katan alnını terini katan analarımızın yerini (Hatırladığım biri var ki Allah rahmet eylesin Beşire teyze)
Bugün maalesef ki marka peşinde koşan yemekleri baharatla ve et sularıyla tatlandırmaya çalışan ama yine de beceremeyen bazı aşçılarımız yetişiyor. Aşçıyım diye ortalıklarda gezinen ama istediği marka olmazsa istediği işyerinden mal alınmazsa yemek yapamayan bazı aşçı denilen kişiler çoğalıyor.Kırık pirinci bile en lezzetli pirinç haline getiren eski ustalarımızın eski el lezzetli ustalarımızın yerini maalesef ki bu çağlarda dolduracak kimseler yok gibi.Yapamadıkları yemekleri et sularıyla baharatlarla tatlandırmaya çalışan ve insanların önüne koyan ve yemeğin gerçek lezzetini yok eden daha doğrusu yapamayan bazı aşçılara da yeni ev hanımlarına da buradan ayrı selam olsun.Sizinde suçunuz yok yani.
Şimdi diyeceksiniz ki nereden başladın nereden bitirdin. Konuyu bağlamaya çalışalım. Bir esnaf olarak en kaliteli sattığım ürünlerden bile bazı insanlar memnun olamıyor. Çünkü bazı insanların parasına illaki haram karışmıştır. Çünkü lezzet tat alamıyor. Tadını tuzunu alamıyor.
Beraber askerlik yaptığım bir arkadaşım beni aradı kardeş dedi. Dedem Mardin’e geçecek senden bahsetmiştim senle tanışmak istiyor.Bir ara yanına uğrayacak bir çayını içecek dedi. Başım gözüm üstüne dedim. Bir Pazar evdeyken kendisinin Viranşehir’e geldiğini duyunca gidip dükkanı açtım ve onu beklemeye başladım. Bir kaç dakika sonra ay yüzlü yüzünden nurlar akan aksakallı dedesi içeriye girdi. Çok bilgili ve alim biri.Biraz muhabbetten sonra konu helal haram ve bugünkü durumlara geldi. İşler nasıl dedi.
Dedim ki çok şükür iyi ama ne yazık ki kadar çok kaliteli mal sattığım halde bazı insanları memnun edemiyorum hep şikâyet hep şikâyet.İnsanlar ucuz mala gidiyor kalitesiz mal istiyor bende o ürünlerin ne olduğunu bildiğim için getirip satmak istemiyorum öyle oluncada işlerimiz biraz kısıtlı dedim.
Dedi ki senin başkasına sattığın malında kaliteli ürün ise bazıları şikayet etmiyor ise ama başkası şikayet ediyorsa onun parasına haram karışmıştır. Sen ne yaparsan yap onu memnun edemezsin çünkü o haram paradan hayır göremez lezzet alamaz. Taki parası ancak ki haram olan bir malı alıncaya kadar parası harama harcanıncaya kadar. Ne zaman ki parası haram mala giderse işte o zaman hak yerini bulur mesela senin sattığın en kalitesiz ürüne en kaliteli ürün parası verirse işte o zaman adalet sağlanmış olacak. Ona göre.
Ben kafamda canlandırmaya çalışırken o konuya daha net ve daha açık ifadede bulundu
Dedi ki; Senin en kaliteli sattığın bir ürüne mesela pirincin içine daha kalitesiz bir pirinç mesela 5 te bir kadar kırık pirinç karıştır ve onu almaya gelen müşteriyi bekle illaki çıkacaktır. Ama sattığın o pirinçten kazandığın haksız kazancı bir fakire mutlaka vereceksin o kazancı elinde tutarsan sa sende harama bulaşmış olacaksın beni de günahına ortak edeceksin dedi,
Akıllı adam güngörmüş yaşamış biri biraz daha muhabbetten sonra memleketten ayrıldı. İçimde bir kurt oluşmuştu mutlaka onun bu dediğini yapacaktım,Deneyecektim
Ve bir gün yaptım o torbayı en kaliteli pirinçlerin yanına bıraktım birkaç gün sonra fare gibi bir tanesi kapana yaklaştı. İşyerime sürekli gelen alışveriş yapan bu insanı tahmin etmeliydim zaten. Her alışverişte sıkı pazarlık yapar ve alışverişin sonunda ya paramı eksik verir. Ya götürdüğü her malı geri getirir yada hep şikayet ederdi.Yani alışverişe geldiği her seferinde ben ne kadar ondan uzak kaçsamda o illaki huzurumu bozmak için gelirdi.İşte o gün yine geldi pirinçlerin fiyatını sordu ve inanmayacaksınız ama vermek istemediğim halde o pirinç üzerinde ısrar etti.Sana olmaz eskidir şikayet var dediğim halde. Sen ver karışma dedi.Bak geri getirirsen almam dedim.Sıkı bir pazarlık ve o pirinci ona verdim.Dedim hele bakalım ne olacak
Aradan 2 hafta geçti ses seda yok .Adam da yok.Normalde başka biri o pirince o parayı verirse şikayet etmesi lazımdı.Bu adam ölmesin mi acaba. Bir gün baktım işyerinin önünden geçiyor dedim abi o pirinç nasıldı? Şikayet varsa geri getir bi şey olmaz alırım dedim.
İşte böyle yav süper pirinçti evdekiler çok beğendi geldiğimde bana bir daha ondan ver .Sen bana bile bile o pirinçten vermiyorsun dedi
Ona bir daha o üründen getiremeyeceğimi yerinde kalmadığını belirttim ve ondan kazandığım haksız kazancı o dedenin dediği gibi bir fakire verdim.
Yani o dedenin dediği gibi haram olan para harama gidermiş. Harama gitmediği müddetçe sana huzur tat tuz vermezmiş. Şimdi çok daha iyi anladım.
Allah bizi haram maldan mülkten v e paradan korusun.
Rab’bim bizlere her şeyin helalini ve hayırlısını nasip etsin.