İNSANIN GERÇEK DOSTU OLMALI
Ne olursan ol ama asla nankör ve vefasız olma…
İnsan hayatı ve umutlarla ve illaki başarmak istedikleriyle doludur. Hele birde dünyada gerçek dost bildikleriyle doludur. Bir gün bir bakmışsın ki umutların gerçekleşmiş ve başarıdan başarıya koşmuşsun. Hayata hep o dost bildiklerinin anlam kattığını ve onlarla başardığını zannedersin. Ama bir gün bir bakmışsın ki umutların hayallerin suya düşmüş ve ihtiyacın anında yanında görmek istediğin o dost bildiklerinin gerçek yüzünü görür olmuş ve işte o zaman hayatta yanlış insanlarla hareket ettiğinin farkına varmışsındır
Hayat bu. Benim her zaman inandığım bir şey vardır. Ecel, Kader ve kısmet. Olunca zamanı gelince illaki olur ama olmayınca istediğin kadar zorla olmuyor. Maddi de olmuyor manevide olmuyor. Dostu da olmuyor. Başarısı da olmuyor. Yani olmayınca olmuyor. Ta ki en sıkışık anında gerçek dostunun uzaklardan sana elini uzattığını fark edinceye kadar, Ta ki Mevlam bir şeye ol deyince ye kadar
Kısmet etmiş ise Mevla
El getirir yel getirir sel getirir
Kısmet etmemiş ise Mevla
El götürür yel götürür yel götürür
Diye ne kadar anlamlı ve güzel söylemiş Mevlana Celaleddin Rumi Hazretleri
Yeter ki Mevlam istesin
O dileyince el dost olur, O dileyince dost el olur
O dileyince toprak altın olur. O dileyince altın toprak olur.
Yalan mı?
İşlerin kesat gittiği bir gündü, Her seneninkinden daha kötü bir sene yaşıyordum. Dışarıda ki müşterilerde alacak çok ama gelmiyor, ödemelerim birikiyor ödeyemiyordum. Hayatım da ben borca bu kadar çok girmemiştim.
Kredi kartım yüklü bir borç olmuştu. Kimseden para isteyecek biri de değildim. Değildim çünkü borçlanacağım kişiye ödeyeceğim günü belirtemezdim. Çünkü alacağım paranın günü belli değil. Alışveriş yapabileceğim günün tarihi belli değildi. Yani kısacası elime para geçecek gün belli değildi.O yüzden şerefimi ve kredimi insanoğlunun gözünde düşürmek istemiyordum
Bir şeyler yapmalıydım dedim kendi kendime. Birden elimde bulunan ürünlerden bir kaçını en azından zararına vererek borcumu hafifletebilirdim. Evet zararına verince herkes alırdı çünkü. Öyle ki borcum var ama ona göre elimde malım da vardı.
Karar verdim; zararına versem hem elimde ki mal biraz hafiflerdi. Hem de sıkıntım giderilmiş olurdu. Zarar edecektim ama olsun.Ticarette her zaman kar olmazdı.Allah beterinden saklasın mal dediğin nedir ki yerine elbet ki gelir Allah yeter ki can sağlığı versin.
Önce yakın dostlarım dediğim kişilerden başladım deneyeyim en azından belki sermayesine tek tek dükanda satardım. Elimde bu ürün var normal fiyatı bu ama borcum var alın sizde kazanın benimde elime para geçsin. Ama herkes umursamazdı. Markasına bakan tarihine bakan önce tamam deyip belki biraz daha indirim yapar diye vazgeçen, Hatta biz filan marketten bu markayı alıyoruz diyebilecek kadar da dosttu yani . Baktım ki gerçek bildiğim dostlarımın benden çıkarlarından ve menfaatlerinden başka bir faydaları yok. Aklıma birkaç esnaf geldi çare yok zarardan başka vermeye, onları aradım. Biliyorum ki o ürüne ihtiyaçları var ama ne yazık ki onlarda hani af edersiniz bir deyim vardır ölmüş eşek ararlar diye. Onlarda bu fırsat bu fırsat dercesine gerçek fiyatının çok altına fiyat çekmeye başladılar.
Çaresizdim…
Çaresizdim çünkü ödenmesi gereken ödemelerim vardı. Bizim Viranşehir insanları bana hep sırtını dönüyordu özellikle yanlış tanıdığım hakkımın emeğimin üzerinde olduğu dostum komşum ve arkadaşım
Ne kadar yanlış tanımışım dost diye bildiğim bu kişileri. işi düşünce bana dostum diyeni
Birden aklıma Kızıltepeli Vahap Selçuk isminde toptancı bir arkadaşım geldi. Ayıp olur mu olmaz mı arasam mı aramasam mı acaba? Bana yardımcı olabilir mi bu ürünü satmaya? Diye düşünmeye başladım. Çünkü hayatımda ilk defa böyle bir şey yapıyordum. Derken tüm cesaretimi topladım ve onu aradım. Biraz sağdan biraz soldan havadan sudan sohbet derken tüm cesaretimi biraz daha toplayıp konuya girdim.
Bizim buranın dost dediğim şahsiyetleri bana bin dereden su getirirken
Tamam, abi olur, tabi ne demek illaki sana yardımcı olurum. Hatta o ürün sende kalsın ne kadar paraya ihtiyacın varsa söyle ben sana göndereyim, Ben sana ürünü almada satmada yardımcı illaki olurum ama, Yarın öbürgün o malı yerine koymak için satın almak istesen çok zarar edersin zarar etmeni istemiyorum diyecek kadar mert yürekli delikanlı bir gerçek dost telefonun öbür ucunda konuşuyordu.
Vahap Selçuk konuşuyordu, daha bu insanın merhametinden vicdanından ve asaletinden zerre kadar pay almamış insanlara dostum arkadaşım dememden dolayı yüzüm kızaracak ve yere bakıp gözlerimden yaş gelecek kadar duygusal bir seviyeye gelmiştim
Hayır dedim abi, sen bana bu ürünü satmada yardımcı ol en büyük iyiliği yaparsın dedim. Her zaman ki gibi dürüstlüğümden ödün vermeyerek gerçekleri ona söyleyip ve bu ürünü Viranşehir piyasasında bu fiyata alıyorlar dediğim andan itibaren
Olur mu yav bu ürün bu fiyata? Onun gerçek değerinin bu olmadığını onlar senden benden daha iyi biliyorlar neden böyle yapıyorlar ki? Verme sakın bu fiyata. Ben bu ürünü gerçek fiyatından senden aldım. Paran bende ürünü ben kaldırıyorum diyebilecek adamın dibi, menfaatsiz çıkarsız ve katıksız gerçek bir bir dost. Olması gereken fiyattan o ürünü aldı ve beni fazla mağdur etmemek adına elinden gelen her şeyi yaptı bu güzel insan. Hâlbuki bana burada denilen fiyata ben alıyorum diyebilirdi.
Ama demedi.
Şimdi o ürünü alıp yerine koymaya illa ki biraz zarar ettik ama olsun. Böyle dostlarımızın canı sağ olsun. Allah böyle dostlarımızı başımızdan eksik etmesin ve Rabbim gerçek dostlarımın başına böyle dostlar nasip etsin yeter ki
İnsanoğlu bir düşmeye dursun, dostunu da düşmanını da işte sen o zaman bulursun.
BİR DOSTU OLMALI İNSANIN...
Bir dostu olmalı insanın
Yürekli menfaatsiz çıkarsız.
Ardın sonra bile, Sevgisi katıksız
Bir dostu olmalı insanın
Yüzünde gözleriyle konuşan
Ardın sonra bile, Yüreklice savunan
Bir dostu olmalı insanın
Kendisi yanındayken huzur bulunan
Olmayınca yanında, Gözlerde aranan
Bir dostu olmalı insanın
Zor günde bulunan senin yanında olan
Olmayınca yanında, İsmi sayıklanan
Murat Sever