GAZETECİ- YAZAR UFUK CAVLI’NIN KALEMİNDEN !!!!
SURİYELİLER KARDEŞİMİZDİR..
Yıl : 1890 Halep
Osmanlı toprağı olan Suriye’nin Halep İlinin, Cisr-i Şugar İlçesi…
Geçimini hayvancılık yaparak sağlayan, Çoban Osman’ın üç kızdan sonra nur topu gibi bir oğlu oldu.
Babasının adını yaşatmak için ona Mehmet adını verdi.Heyecanlıydı, mutluydu ,kızların pabucu neredeyse dama atılmıştı.
Gerçi ablaları da Mehmet’i çok seviyordu, Mehmet büyüyordu, Mehmet büyürken Osmanlıda ise sular durulmuyordu.
Yemen İsyanları, Makedonya’da Çete Ayaklanmaları, Adana’da Ermeni İsyanları, 31Mart Olayları, Arnavut Ayaklanmaları, Osmanlı-İtalya Savaşı gibi olayların silahların savaşların gölgesinde Osman oğlu, Mehmet yirmili yaşlara gelmişti.
Asker çağı gelen Mehmet ve diğer gençlere sinüsleri verildi. Mehmet’in 6. Kolorduya bağlı, 125. Alay 2. Tabur 4. Bölük emrine Piyade Er olarak dağıtımı yapılmıştı.
Sabah tren ile yola çıkılacaktı… Varılacak yer Trakya…
Sabah namazına uyandı ,abdestini aldı namazını kıldı..Anacığı, babası ve bacılarıyla helalleşerek, Anasının hazırladığı azık ve birkaç parça elbise ile yola koyuldu.
Okuyup doktor olmak istiyordu, Arapça, Farsça,Osmanlıcayı çok iyi biliyordu, ama şimdi eli silah tutup, düşmana geçit vermeyecekti.
Bizim ümmetimiz bir olsun, vatan sağolsun , vatan sağolsun ki bizim yerimize nice doktorlar yetişir, yeter ki Osmanlıdan bir parça toprağımız düşmanın eline geçmesin diyerek trene bindi.
Mehmet , askere gider gitmez kendisini Balkan savaşının ortasında buldu, başarılı görevler yaptı, tam teskere zamanı geldiğinde ; Birinci Dünya Harbi başladı…Teskereler ikinci bir emre kadar iptal.
24 Yaşındaki Halepli Piyade Er Mehmet’in yeni cephesi Çanakkale idi.
Çanakkale cephesinde düşmana aman vermiyorlardı silah arkadaşlarıyla, tecrübede kazanmıştı Mehmet...Bir akşam üstü mevzide Balıkesirli Onbaşı Mustafa ile dertleşmeye başladılar.
Yorgunluk, uykusuzluk hatta açlık bir yandan, Ana-baba-bacı- memleket hasreti bir yandan onları alıp çok uzaklara götürmüştü..Mustafa dedi bu savaş bitince evlenip Allah verirse dünya gözü ile bir evladım olsun isterim hem anam babamda bir torun görsün …Ne yapar ki anam, bacım, babam nasıllar çoktandır haber alamıyorum..
Allah büyüktür dedi Mustafa Onbaşı daha ikinci kelimeyi edemeden bir patlama sesi duyuldu..
Mevzilerine yağmur gibi mermiler top gülleleri yağıyordu..Göz gözü görmüyordu bir ara gözleri Mustafa Onbaşıyı aradı, oda ne Mustafa kanlar içinde yerde uzanmıştı, yanına koştu hemen ilgilenmek istedi fakat Mustafa Onbaşı şehit olmuştu..Onu kenara çekti, Fatiha suresini okudu..
Kendisinin karnından ve omzundan yaralandığını o an fark etti.. Gözlerini açtığında Afyon karahisar hastanesindeydi, durumu ağırdı, çok kan kaybetmişti..
Savaş ne oldu dedi, anam dedi, babam dedi, bacım dedi, vatan dedi..Uykuya daldı ve bir daha hiç uyanamadı.
Halepli Piyade Er ,Osman Oğlu Mehmet umutlarını, hayallerini, anasını, babasını, bacısını geride bırakarak şehit oldu.
Allah Rahmet Eylesin ..
Bu vatan toprakları için savaşmış, şehit düşmüş onbinlerce Suriyeli askerlerimizden, şehitlerimizden birisi Mehmet.
Şimdi ülke olarak bu şehitlerimizin kardeşleri için, gönlümüzü, kapılarımızı, evlerimizi açtık..Suriyelileri istemiyoruz diyenlerin tarihe bakmalarını rica ediyorum.Suriye 402 yıl Osmanlı topraklarına dahildi..
1918 Fransız İşgali ve Mondros ateşkes Antlaşması ile tıpkı Maraş, Antep, Urfa gibi Fransızların eline geçti..Devamında kurtuluş savaşı ile bu Kahraman, Şanlı, Gazi şehirlerimizi tekrar vatan toprağı yaptık.
Suriye 23 Temmuz 1920 yılında 3000 kişilik ordusu ile 9000 kişilik Ermeni Lejyonerlerinden oluşan Fransız ordusu karşısında Maysalun Savaşında 2000 şehit verdi ordusu tamamen yok oldu ve mağlup oldu devamında Fransız sömürgesi oldu..
Suriyelileri istemiyoruz diyenlerin olaya hem insani, hemde tarihsel bağımız açısından bakmaları gerekmektedir, Konunun detaylarını bilmeyen kimselerin siyasi oyunlara gelmemeleri en büyük ümidimdir.
Allah kimseyi evsiz, barksız ve vatansız bırakmasın…Suriyelilerin bu durumdan memnun olduğunu mu düşünüyorsunuz, asla onlarda vatandaşlık istemiyorlar, onlarda savaş bitsin ,ülkemize gidelim diyorlar bundan emin olun. Tabi ki sorunlar olacak, birlikte yaşadığımız ailemizin içinde bile sorunlar olmuyor mu..Biraz hoşgörülü olmalıyız.
Hatırlayın Almanya’da gurbetçi olarak bulunan biz Türklere karşı ‘ Pis Türkler Dışarı ‘ denildiğinde, en ağır işler yaptırıldığında ne kadar inciniyorduk, nasıl kahroluyorduk çok şükür o günler geride kaldı.
Hucurat Suresi 10. Ayeti buyurmuştur ki : Şüphesiz tüm müminler birbiri ile kardeştir.
Sevgilerimle.